10 Temmuz 2011 Pazar

BAHAR TEMİZLİĞİ

Gün ağarmıştı, güneş o güzel yüzünü tüm canlılığıyla hissettiriyordu. 

Sabahın o derin  sessizliğinde, doğanın kirlenmemiş aydınlık yüzüne şöyle bir baktı. 

Bahçedeki o güzelim mis gibi
çiçek kokuları, taaa  içine kadar işledi.

Gün uzun, ama iş te çoktu.
Bu gün, bahar temizliği yapmalıyım diyordu kendi kendine...


Güzel bir kahvaltıyla güne başlamalıydı.

Kendine hazırladığı o mükemmel kahvaltısını, yemyeşil tabiatın canlanışını izleyerek yaptı ve işe koyuldu. 
Tüm gün, koşuşturma derken yoruldu... 

Derin bir soluk aldı, dinlenmeliydi....'' Şöyle güzel bir Türk kahvesi içmeliyim, tüm yorgunluğumu alır.'' diye düşündü... 
Kahvesini eline aldı. Koltuğa oturdu, ayaklarını da bir sandalyeye uzattıktan sonra gözleri daldı... 
Önce hayatı, geçmişi, yaşadıkları, yaşayamadıkları, isteyipte elde edemedikleri, ailesi, dostları...
Herşey gözünden, bir film şeridi gibi geçmeye başladı.

 Az önce, tüm vücudunu külçe haline getiren bahar temizliğine takıldı aklı... Gerekli miydi? Hayır!

Aslında, bedenini yoran evine gerekli değil di bu temizlik... Hayatına ruhuna gerekliydi...
Düşündü bir an;

YILLAR NE KADAR DA ÇABUK GEÇMİŞTİ....

Hepimiz böyle değilmiyiz. Havalar ısınır, bir kıpırtı  başlar içimizde....
 
Onu yapalım, şunu yapalım, bunu yapalım...
Yapacak listemiz hep kabarıktır, hiç eksilmez.

Hayatımız hep sonuca odaklıdır.
 Çocuk yapmak için evlenir, emekli olmak için çalışırız.
Hayatımızın can alıcı noktalarını hiç düşünmeyiz. Çoğu zaman başkaları üzülmesin, kimse kırılmasın diye çabalar dururuz.

Ömrümüz elimizden akıp gidiyordur ama, biz bunun farkında bile değilizdir...

Şimdi bahar temizliği zamanı... Çanlar onun için çalıyor ruhumuzda...

Önce bir silkinin... Hayatınızı ve kendinizi düşünün..
 
Bu akıp giden benim  zamanım, benim için ne kadar kıymetli deyin kendi kendinize...

Kendinizi önemseyin ve unutmayın ki siz teksiniz, sizden başka bir tane daha yok...
Önce; hayatınızdaki vakit hırsızlarıyla, gereksiz konuşmalarla saatlerinizi alıp, o kıymetli zamanınızı, çöp kutusuna atanlarla başlayın işe.......

Ruhunuzu daraltan, gözünüzün ışıltısını, enerjinizi alıp götürenleri; yaşamınıza huzur değil , mutsuzluk verenleri de  koyun kapının önüne ..süpürün ....çıkarın gitsin....

Yazmak, söylemek kolay... Bu nu yapabilmek... Kıyabilmek... Gözden, gönülden çıkarabilmek... Kolay mı peki.?..

Tıpkı kangrenli bir kol gibi, kesip atmadığınız sürece; her gün bedeninizi, ruhunuzu esir alacak ve tüketecek olanları; silmek  kolay mı?


Siz iyisi mi, bir kere de kesip atın kurtulun sizi yoranlardan. Koparın...

Önce belki, kıyamayacaksınız atmaya...

Tereddüt yaşayacak, ya sonra üzülürsem diyeceksiniz.. Korkmayın, cesur olun!
 İlk an canınız yansın, bırakın...

Peki , ya  sonra;

 Zaman geçecek, yara iyileşecek, yaşamınızdan bir sayfa kapanıp, küllenip gidecek.
Şimdi temizlik zamanı, bahar temizliği yapmak gerek...

 
Şöyle bir  çevrenize  bakın. Göreceksiniz;

Kimi evinde, kimi ruhun da, kimi sosyal hayatında, kimi de ülkede ki siyasi arena da temizliğe başladı bile...


Bu öyle bir temizlik ki; bazıları, yıllarca görmekten yorulduğumuz o eski yüzleri silip  yepyeni bir oluşumla ülke sahnesinde yer almaya hazırlandılar ama değişen fazla bir şey olmadı.

Dedik ya; şimdi temizlik zamanı...
 
Bahar temizliği yapmak gerek..
Sevgiyle kalın

Hale GÜLOĞLU 

 
Oysa hayat bir bütün ve her saniye ona dahildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder