8 Eylül 2011 Perşembe

İNSANDIR BAYRAMI BAYRAM YAPAN...‏

Güzel bir pazar sabahına uyanır uyanmaz, ''Bugün, şöyle bir İstanbul nostaljisi mükemmel olur'' diyerek SultanAhmet'e doğru yola koyuldum.
Her nasıl daldıysam bir anda yolları karıştırdım ve kendimi ara sokakların birinde buldum.
                                                       
İstanbul burası!

Derin bir kuyu gibi!  
     
Herkes bir o yana bir bu yana, kısa günün uzun koşuşturmaları içinde savrulup duruyordu.
Ramazan Bayramı'nın son günlerinden arefe günlerindendi bugün.
Ellerde paketler en gerekli olanlar alınıyor, özel bir güne özel bir telaşın izleri yüzlerden hissediliyordu.
Bayram sabahına hazırlık vardı malum...
Yılda iki kez kapımızı çalan, sevdiklerimizle bizleri buluşturan, manevi duygularımızı en üst düzeye çıkaran o güzel Bayram gününe dairdi tüm bu çabalar.

Kimimizin bir ay oruç tutarak nefsimize hükmettiğimiz, kimimizin bu bir ayın faziletin yaşamadan daha bir sahiplendiği, kimimizin ise ''Oooo! Süper oldu bu tatil, fırsat bu fırsat değerlendirelim'' dediği insanlığa bahşedilmiş en güzel günlerden birineydi tüm bu hazırlıklar.

Öyle ya!

Bir milletin yapısının en temel hazinelerinden olan adetlerimiz, gelenek ve göreneklerimizin hatırlandığı, yardımlaşmanın, dayanışmanın en güzel örneklerinin sergilendiği anlardı Bayramlar.
Her gelen asrın, bir öncekini aratır misali, eskilerin bir önceki neslin yaşadığı bayram manzaralarını dillerine doladığı, geçmişe dair bir şeylerin yok olup gittiği ve unutulduğu gerçeğinin hissedildiği günlerdi Bayramlar...
Tıpkı çocukluğumuzda diye başladığımız Bayram sohbetleri gibi, o çok bilindik maziye özlemin anlatılmasıdır Bayramlar...  

Tüm Müslüman Dünyası'nda bir an da kutlanan, Bosna'dan-Makedonya'ya,Kosova'dan- Batı Trakya'ya, tüm Balkanlardan-Trablusgarp'a oradan Semerkant'a uzanan, tek bir ses tek bir yürek olarak kutlanan o fazileti yüksek günlerdir Bayramlar...

Benim bu Bayram yüreğim buruk!
Ben tüm İNSANLIĞIN SINIFTA KALDIĞINI düşündüğüm bir Ramazan yaşadım.
Kardeşin kardeşi vurmayacağı, sahip çıkacağı, kanın akmayacağı, anaların-babaların-bacıların-kardeşlerin ağlamayacağı bir Ramazan dı gönlümden geçen...
Açlığın sefaletin olmayacağı, böyle bir olay var ise tüm dünyanın yardım edeceği, dil-din-renk gözetmeksizin tüm dünyanın seferber olacağı bir ay olmalıydı bu Ramazan.
Evet; İnsanlık kaybetti!
Barış kaybetti!
Sağduyu, iyiniyet kaybetti!
Dostluk kaybetti!
Vefa kaybetti!
Peki ya kazandığını zannedenler!
Bir sonraki dönemi garantilemek adına, belki de hayatları boyunca değil o sokakları, içinde yaşayanları bile hatırlamayacakları mekanlara gidip, o ev senin bu ev benim arkalarında basın ordusu ile şov yapanlar...
Kan döküp, kendilerini farklı bir statüye koyup aslında zavallı olan, hırs bürümüş kan çanağı gözleriyle sağa sola demeçler veren insan kılıklı vatan hainleri kaybetti.
Açlık nedeniyle milyonlarca insanın binlerce bebeğin yaşamını yitirdiği, adına BM denilen kendi depolarındaki tonlarca gıda malzemesinden habersiz olan onları dağıtmaktan aciz, adını Birleşmiş değil Ben diye algılayan, sözde uluslararası bir insanlık kuruluşu olduğunu iddia eden, özde ise  hala dil-din-ırk üçlemesine takılmış olan o insani güç kaybetti.
Batı Trakya da müslüman azınlığın haklarını gaspeden, Türk'üm kelimesinin kullanılmasını yasaklayan, Müslüman toplulukları birbirine düşürerek binlerce aileyi gözyaşına boğan, insana değil kendi çıkarlarına hizmet eden dünya kaybetti.
Peki ya kazananlar!
Hiç kimse! İnsanlığın ölmeye başladığı, hırsların tüm evreni esir aldığı bu dünyanın kazananı yok, kaybedeni çok...
Her ne kadar böyle olsa da bizler kendi küçük dünyamızda ulaşabileceğimiz her yere; yüreğimizi, dostluğumuzu, desteklerimizi götürmekten asla vazgeçmeyelim.
İyiliğin kötülüğü yeneceği, dostluğun düşmanlığı yok edeceği, sabrın selamet olacağının asla unutulmayacağı, anaların babaların şehit evlatlarının mezarına gitmeyeceği, insanlığın bayram sabahına ağlayarak değil gülerek merhaba diyeceği, güçlünün güçsüzü her daim gözeteceği, İNSANLIĞIN KAYBETMEYİP KAZANACAĞI bir dünya yaratalım. 
Biliyorum ki böylesi bir dünya, bir hayal! 
Ama güzel bir hayal!

Ve inanıyorum ki, bazen küçük bir dokunuşun tüm duvarları yıkacağı tüm hayallerimin gerçek olabileceği o güzel  BAYRAMLAR bir gün gelecek...
BARIŞA ÖZLEMİN OLMAYACAĞI NİCE BAYRAMLAR GEÇİRMENİZ DİLEĞİYLE!

Sevgiyle Kalın
Hale GÜLOĞLU